sonra yukarıdakini mideye indirince biraz kendime geldim .Yerken epey terledim ama nefesim açıldı sonra biraz kendime geldim epeydir de yemiyordum iyi geldi...
Dün Yılmaz Erdoğan'ın Kelebeğin Rüyası isimli filmini izledim .Öncelikle görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki'nin hakkını teslim etmek lazım .Bu bloga da adını veren Bir Zamanlar Anadolu'da ve Nuri Bilge Ceylan'ın diğer filmlerinin de görüntü yönetmenidir kendisi.Yılmaz Erdoğan'ın sevilen ve sevilmeyen birçok yanı var,çok güzel hareketler den sonra ben de soğumuştum açıkçası ancak;kelimelerle iyi oynuyor bu filmde de göze çarpıyor.Filmin başında İngiliz filmi izliyorum zannettim o şapkalar ,cepkenler ve bisikletler bana birkaç yıl önce İstanbul Film Festivali'nde izlediğim yine kömür madeninin yer aldığı bir filmi hatırlattı,Yılmaz Erdoğan'ın da o filmi izlediğini düşünüyorum.Filmin adını vermek için biraz araştırdım arşivlere baktım ama bulamadım.'' Ken Loach'' diyesim var ama emin değilim başka bir yönetmenin filmiydi galiba...Zonguldak 1940 larda çok güzelmiş şimdi de öyle mi acaba ?Son yıllarda Zonguldak'ta çekilen filmler arttı.Zeki Demirkubuz da 'Kıskanmak' filmini orda çekmişti(Nahit Sırrı Örik romanından uyarlanmış kıskanma hissini çok çarpıcı işleyen bir film diye yer edinmiş hafızamda ). Filme gelince herkesin ellerine sağlık güzel olmuş demekle yetineceğim kendi adıma.Tüberkülozun garip gureba hastalığı olduğunu çok iyi anlatmış (ve ülkemizde hala çok yaygın ).Şairler duygulu ,çileli ama Behçet Necatigil rolundeki Yılmaz Edoğan'ın kibrini yadırgadım doğrusu.Yılmaz Erdoğan 'ın eşi ise fiyasko ,torpil rolu olmuş bence.Yalnız Behlül ne zayıflamış öyle .Ben bir de Christian Bale 'i bilirim etli butlu adam ''makinist'' filminde bir deri bir kemik kalmıştı ,o Tatlıtuğ'dan daha fenaydı ,tüm kemikleri sayılıyordu.Tatlıtuğ'u da tebrik etmek lazım...
Bir hafta sonu da böyle geçti ,icaplardayım yine ....