31 Ağustos 2013 Cumartesi

ağustos

    Ağustos ayında ,ağustos böceği gibi yan gelip yatmak isterdim ama neyleyeyim ki yapamadım.Bir karınca misali çırpınıp durdum.Çoğu zaman kırsal obstetrik hekimlik yaptım,bazı bazı da gökyüzü sinemasını seyre daldım.
     Tüm bayramı icapçı olarak geçirdim .Böyle küçük yerlerde bayram yalnızlığı ,ıssızlığı  daha bir belli ediyor kendini.Herkes çekip biryerlere gidince kızıl güneş altında,kızıl topraklarda kaldım bir başıma .Hasta da eksik olmadı zaten ,dördüncü doğumunu yapan bir kadını doğurtmaya çalışırken olanlar oldu.Kadının koyu mekonyumlu suları geliyordu(bebeğin anne karnında kakasını yapması) ve bebek kalp  atımları kötüye gidiyordu.Ya bir kaç dakika içinde ameliyata almamız gerekiyordu ya da doğumu hızlandırmak için başka yöntemler kullanacaktık.Burada bir hastayı acil ameliyata almak 45  dakikayı buluyor ,herkes icapçı  evden gelmeleri mesele.Mecburen diğer yönteme başvurduk bebeği kurtarmak için.Kristaller manevrasıyla doğurttuk zor bela ( karından destek olarak).Bayram hediyesi olarak kadının kaburgası kırıldı,benim de sağ dirseğim incindi,bebekte sıkıntı olmadı.Kadın iki gün önce kontrole geldi biraz ağrısı vardı ,ben de sağ kolumu kullanmakta hala zorlanıyorum.Kadına durumu izah ettim, yapacak başka birşey kalmadığından son çare olarak bu yönteme başvurduğumuzu anlattım ,o da teşekkür etti ve beş kilogramlık sarı kapaklı bidona doldurup getirdiği yoğurdu ayağımın dibine bırakarak gitti.Çok memnun kalmış olacak ki ertesi gün gebe olan eltisini bana muayeneye yönlendirmişti...
     Bayram bittikten sonra kendimi yollara vurdum.Hafta içi mesai bitimi ,ağustos sıcağından bunalmış birkaç arkadaş birleşip sulak yerleri gezmeye gittik ,buraların vahası fırat boyu nefes aldık biraz .
Fırat ; sonsuzluğun simgesi ,ufukta gök mavisiyle su mavisinin birleştiği noktaya durmadan akıyor.

Ardından hafta sonu iki yakın arkadaşımın düğünü için Elbistan'a doğru yola koyuldum.Şüphesiz her yolculuğun ayrı bir duygusu vardır.Bazen ayrılık ve hüzün barındırır, bazen de mutluluk ve umut.Bende de herkeste olduğu  gibi her yolculuğun ayrı bir müziği ,ezgisi vardır,okunacak ayrı cümleleri vardır,canlandırdığı farklı anıları vardır,depreştirdiği derin duyguları vardır.Bu yolculuk ayrı bir mutluluk oldu benim için hem icaplardan çok yorulmuştum hem de eğlenceli bir iş için seyahat ediyordum.Kulaklığımı taktım biraz Travis,biraz da Amy Winehouse dinledikten sonra baktım ki bu yolculuğun müziği bu değil.Bulutların görünmesini bile engelleyen Kapıdere -Nurhak dağlarında dinlenecek birşey varsa o da Mahsuni Şerif'tir diyerek açtım Mahsuni'yi keyfim yerine geldi.Düğün de gayet güzel geçti halaylardan sonra başka bir yolculuk daha hayal ederek döndüm tekrar Besni'ye....
      Besni'de beni kötü bir haber bekliyordu.Devletim bana bir hizmet daha yapmıştı.Hastane acil servisinde çalışacak pratisyen hekim kalmadığı için acil serviste nöbet tutmam gerekiyordu.Zaten sürekli icapcıyım,branş nöbeti tutması gereken birisiyim bunun için eğitim aldım, acil vakamız eksik olmuyor ,kendi nöbetimi tutuyorum bu da neyin nesi.Acil serviste nöbet tutmak istesem uzman olmazdım .Yaptığın her iyi işi ,aldığın her eğitimi cezalandırmak bir gelenek oldu artık demokrasi savaşçısı,insan hakları savunucusu güzel ülkemde.... Pazartesi yine nöbetçiyim.

Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde 
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde,duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam..
                                      T.U