Üniversite yıllarımda ve asistanlığımda ailem çok uzakta olduğu için yılda birkaç defa eve gidebiliyordum .Tatilden geri dönüş çok büyük bir ızdıraptı.Şimdi aileme daha yakınım, icapçı olmadığım haftasonları ''gerçek evime'' daha sık gidiyorum ama dönüşler hala sancılı...Her dönüşümde yuvadan yeni ayrılan bir çocuk gibi korumasız ve çaresiz ,sonrasında buradaki hayatıma döndüğümde ise omuzlarına yüklenmiş sorumluluklarla boğuşan yaşından büyük bir dert babası gibi hissediyorum kendimi.Bugün de benzer şeyleri yaşadım.Bir ortasını bulamadım ,çoluk çocuğa karışınca da böyle oluyor mu acaba diye merak da ediyorum açıkcası...
Geçen hafta inanılmaz bir soğuk vardı ,üç gün durmadan yağan karın ardından don ve ayaz başladı.Buradaki insanların iç don giymelerine şimdi hak verdim gerçekten .Kimisi iç don der, kimisi içlik der,kimisi de iç pijama der.Küçükken annem de bana giydirirdi ama aklım ermeye başlayınca çirkin olduğunu düşünerek vazgeçmiştim iç don giymekten.Hatta Umut Sarıkaya'nın çok güzel bir yazısı da vardır iç donla ilgili okuyup gülmüşlüğüm çoktur.Geçen hafta iç don giymeden dışarı çıkmak mümkün değildi, hele bir de o soğukta gece icapa gidince iç donun nekadar kıymetli ve işe yarayan birşey olduğunu anladım.Allahtan yanımda getirmiştim bir tane lazım olur diye ısıttı beni gerçekten.
Malum anestezi uzmanı yok hastanede ,Gölbaşı ilçesinden geçici görevle çarşamba ve perşembe günleri iki günlüğüne anestezi uzmanı gelmeye başladı.Benim de salı olan ameliyat günüm mecburen perşembe oldu.Doktor icapa kalmıyor gündüz gelip tekrar Gölbaşı'na dönüyor o yüzden pek ameliyat almak istemiyordum ama iki tane histerektomi + salpingooferektomi (rahim ve yumurtalıkların alınması) yapmak zorunda kaldım. Hastalarımdan birinin aşırı kanaması vardı ,retinitis pigmentosa (tavuk karası) denen hastalıktan dolayı gözleri görmüyordu ve başka yere gidemem burada olmak istiyorum deyince yapmak zorunda kaldım.Diğerinin de büyükçe bir kisti vardı kötü huylu çıkabileceği düşüncesiyle fakülte hastanesine yönlendirdim ama ısrarla burada olmak isteyince onun da ameliyatını yaptım.Rahiminin alınması bir kadın için psikolojik olarak çok hoş bir durum değil ancak bazen başka çare kalmıyor...
Bu gece icapçı değilim dayandım radyatörün sıcaklığına ,açtım bir bira ,biraya eşlik edebilecek tek bir şey var elimde o da tarhana ...
Haberler de tatsız ,entrikalar skandallar,komplo teorileri sınır tanımıyor o halde bir osmanlı atasözüyle bitireyim ben de:
''Devlet-i Osmani ahalide, terfiyi temayüz olmaz ilim irfan ile,ya olacak kuvvetli iltimas,ya olacak madeni has,ya da olacak ten ile temas...''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder