4 Mayıs 2013 Cumartesi

kah ve rengi

     Acil servisten çıktım odama dönüyorum,yağmur yağıyor ,acil servis kapısının biraz ilerisinde bir torostan yanık bir türkü sesi geliyor ''zaman mı hızlandı vakit bir başka...'' Aşık  Ali Nurşani'den...

Kahverengi battaniye kabusum oldu burada.Herhangi bir zamanda önünüze sedyeyle atılmış ,kahverengi bir battaniyeyle sarılı bir hastayla karşılaşabilirsiniz.Tahmin edeceğiniz gibi pek hayırlı birşey çıkmıyor battaniyenin altından .Beni çağırdıklarında genellikle ,rengi kireç gibi olan ,hipovolemik şokun doruklarında gezen (kan kaybı nedeniyle vucudun hayati organlarının beslenemediği cok ciddi bir tıbbi durum) bir kadınla karşılaşıyorum.Seçenekler çoktan seçmeli; 'neyi var?' ,''hocam durumu kötüleşti ''.Bulmacayı çözmek bazen vakit alabiliyor ,postpartum kanama ,ektopik gebelik,kist rüptürü,inkomplet abortus ,ve daha neler neler...Bu durumda vücudun çeşitli oluklarından ter damlalarını yuvarlamak da bize kalıyor...

Gördüm yine kahverengi battaniyeyi,hava da sıcak ama bu battaniye sıcak mıcak dinlemez ,bu sefer bahtımıza ne çıkacak acaba diye usulca vardım yanına ,muayenesini yaptım kanaması yoktu ,gebelik de  yoktu  ,akut apandisit düşünülmüştü diğer meslektaşlarım tarafından ,kadın olduğu için bir de benim değerlendirmemi istemişlerdi ,jinekolojik patoloji olmayınca akut apandisit tanısıyla ameliyat kararı verildi.Bu seferlik  yırttık kahverengi battaniyeden...

Nurşani'nin türküsü yapıştı dilime yağmurda koşarken ''zaman mı hızlandı vakit bir başka ...'' diye diye geldim odama .

Meçhul şairden bir dize okuyup uyumak var şimdi.

Canım,
Eğer nasip olmazsa bir daha görmek seni,
Doğduğum  yere değil ,
Hüzün dolu ağıtlara da değil,
yüreğine göm beni....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder