Düğünden geldim biraz önce.Servis hemşirelerimizden birisi dünya evine girdi,beni de davet etmişlerdi ben de severek gittim düğüne.Buranın düğünlerini de merak ediyordum açıkçası.Düğün klasik bir salon düğünüydü ,açık havada insanlar eğlenmeye çalıştı gelin ve damatla, ancak düğün öğlen saatinde olduğu için milletin başına güneş geçiyordu bu yüzden kurtlarını tam dökemediler benim de hevesim kursağımda kaldı.Genellikle halay başını çeken ilk üç dört kişinin (diğerlerinden daha kıvrak ve farklı hareketler yapan) ellerine mendil alarak sergiledikleri enteresan senkronize figürleri göremedik.Güneşin azizliğine uğradı,neden öğlen yaptılar düğünü onu pek anlayamadım.
Bu hafta başında öyle bir sezeryan yaptım ki ömrümden ömür gitti desem yeridir.Organ nakli yapanların affına sığınarak yazıyorum ,tabir yerindeyse uterus(rahim) nakli yaptık diyebilirim.Tam servikal açıklığı olan(doğum için yeterli rahim ağzı açıklığı olan ancak kemik yapılardan veya başka sebeplerden dolayı ilerlemeyen doğum eylemi ) ancak bir türlü doğuramayan bir hastayı acil sezeryana aldım.Tam açıklığı olan hastaların ameliyatı kadın doğum hekimleri için tam bir ızdıraptır.Benim için de öyle oldu bebek iyi çıktı ancak uterus (rahim) paramparça haldeydi.Her taraftan kanıyordu ve yarısı yerinden ayrılmıştı.Histerektomi(rahimin alınması) yapayım mı yapmayayım mı diye kısa süreli bir ikilem yaşadım , böyle durumlar başa gelince anlaşılıyor ve tek başınayken kısa sürede karar vermek çok zor. Rahimi almamaya karar verdim. kanayan damaları bağladım ,yırtılan yerleri diktim epey zamanımı aldı ama kanamalar durunca biraz rahatladım.Dren koyup bitirdik ameliyatı ,hastayı takibe aldık.Ameliyattan sonra ,saçlarım biraz uzun olsaydı dağıtıp televizyonlara çıkabilirdim ,Akdeniz Tıp Fakültesi' ndeki nakilci hoca gibi...Ama burada televizyon nerde, kimsenin ruhu bile duymadı gece ecel terleri dökmüşüz,hasta çok kanamış ,sabaha kadar uğraşmışız ...
Neyseki nakil tuttu,dört gün takip ettikten sonra taburcu ettim, mükafatım da beş kilogram koyun yoğurdu oldu.Ben de saçımı başımı dağıtıp televizyona çıkamadım ama,hasta ve yakınlarının karşısına çıktım, gerekli önerilerde ve uyarılarda bulundum ,teşekkür ettim yoğurt için onlar da bana ettiler kontrole çağırarak vedalaştım...
Cuma günü Aşık Mahsuni Şerif'in ölüm yıldönümüydü .Üç gündür Listemde hep Mahsuni Şerif çalıyor.Ne büyük bir ozan ne büyük bir düşünür ,şimdi çalan ise:
Ayrılık derdinin kökü derinde,
ışık bitmiş gözlerimin ferinde
baykuşlar dem tutar çadır yerinde
bu yaylada duramazsın güzel yar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder